Macaristan’ın güney
doğusunda,
Sırbistan ve Romanya
sınırlarına çok yakın
bir noktada bulunan Szeged,
ülkenin üçüncü büyük şehri.
170,000 nüfuslu Szeged, mimarî
özellikleri yanında son
derece aktif kültürel hayatı ve
gastronomik zenginliği ile de
çekici bir kent. Çeşitli şenliklerin,
açık hava tiyatro gösterilerinin,
fuarların, uluslararası
sergilerin hiç eksik olmadığı
Szeged’de, nefis bir balık çorbasının
ya da ünlü “Macar
Salamı”nın tadına bakabilir,
“Paprika” diye adlandırılan
kırmızı toz biberin lezzet kattığı
yemekleri deneyebilirsiniz.
Heybetli Katedral
Mükemmel bir mimariye sahip
bu sevimli şehrin ortasından
Avrupa’nın balığı en bol
nehirlerinden Tisza geçiyor.
1879’da nehrin taşması sonucunda
Szeged büyük tahribata
uğramış ve yeniden yapılandırılması
zorunlu hale gelmiş.
Şimdi, çok özel, güneş biçiminde
tasarlanmış, son derece
düzenli bir şehir plânına sahip.
Türkçe’deki adı “Segedin”
olan Szeged genellikle Artnouveau
ya da Neo-classique
tarzda yapılmış binalarıyla
modern bir Avrupa şehri karakterine
sahip ve önemli bir
turistik merkez. Şehrin en güzel
meydanlarından birisi yeşil
çatılı, gözetleme kuleli, sarıya
boyalı belediye binasının
bulunduğu Szechenyi Meydanı.
Çeşmeler, heykeller ve
çiçeklerle süslü bu davetkâr
meydanda sürekli etkinlikler
düzenleniyor.
Meydanın güneyindeki “Karasz
utca” ise şehrin en ünlü
caddesi. Szechenyi meydanından
başlayıp Üniversite’ye
doğru uzanıyor. Bir yaya yolu
olan bu şık caddede ilerlerken
karşınıza çıkan “Klauzal” ise
klâsik süslemelere sahip şık
bir meydan. Macar bağımsızlık
lideri Lajos Kossuth’un
bir heykeli de meydanı süslüyor.
Damak zevkine düşkün
olanlar için bu meydanda bir
çok keyifli yer var. Bu arada, Roosevelt Meydanında, balık
çorbasıyla ünlü Halaszcsarda’ya
da mutlaka uğramalı.
Şehrin en ünlü yeri, üniversite
binalarıyla çevrili “Dom
ter”, yani “Katedral Meydanı”
da bu bölgede. Her
yerden görülen katedral, kahverengi-
beyaz tuğlalarıyla
Szeged’in tartışmasız en güzel
yapısı. 1913-1930 yılları
arasında yapılan, iki kuleli,
görkemli katedralin cephesi
mozaiklerle bezenmiş. Meydanın
kuzey girişindeki müzikli
saat çok özel, belli aralıklarla
çanlar çalıyor,
kuklalar harekete geçiyor. Yazın
burada tiyatro ve opera
günleri, folklor geceleri düzenleniyor.
Katedral önündeki
Ortaçağ kulesi Szent
Dömötör, şehrin en eski yapısı
ve manzarası müthiş; alt
kısmı kare biçimli, üst katlarıysa
sekizgen. Katedral yapılırken
bu kuleyi yıkmayı
düşünmüşler, ama bir mucize
olmuş, yapı dinamitlere direnmiş.
Sonuçta yıkmaktan
vaz geçip, restore etmişler.
Görkemli Ferenc Mora Müzesi
ile Ulusal Tiyatro ise
şehrin diğer özel yapıları.
Ama, bir de “Reök Sarayı”
var. “Art nouveau” tarzının
güzel bir örneği olan bina
“Tisza Lajos” bulvarı üzerinde
bulunuyor ve su dalgalarından
esinlenerek yapılmış
farklı mimarisiyle hemen dikkat
çekiyor.
Üniversite
Szeged’in son derece aktif
olan Üniversitesi, Macaristan’ın
önemli üniversitelerinden
biri. Üniversite mahallesi
kimliği, rengi, karizması ile
görülmeye değer. Albert
Szent-Györgyi ise şehrin gurur
duyduğu bir isim. 1930’lu
yıllarda, Szeged Üniversitesi’nde
öğretim üyesi olan
Szent-Györgyi, C vitamini’ni
bulup dünyaya armağan eden
değerli bir bilim adamı ve
1937 Nobel Tıp Ödülü sahibi.
Şehirde gözden kaçmaması
gereken yapılardan biri de
“Yeni Sinagog”. “Art-Nouveau”
stilindeki bina Avrupa’nın
en büyük ve güzel
sinagoglarından. Koca Kubbesini,
beyaz güller ve mavi
yıldızlarla süslü 24 sütun taşıyor.
Yapıda hemen her stil
kullanılmış: Kubbe Bizans,
galerileri destekleyen sütunlar
Roma, kemer Gotik, kubbenin
dış kısmı ise Barok. Bu
çeşitlilik göz alıcı bir bütünlük
oluşturuyor. Szeged’de Yahudi
nüfus azalmış olsa da,
Sinagog aralıksız hizmet veriyor.